Gündelik yaşantımızda çabucak hemen hepimizin aklına bir kadro felaket senaryoları gelebilir. Endişe hayatta kalabilmemiz için bize bahşedilen bir his aslında. Örneğin korkmasaydık önümüze çıkan birinci uçuruma koşabilirdik, ya da yüzme bilmediğimiz halde suyun derinliklerine kendimizi bırakabilirdik vs. hülasa bir dereceye kadar olan kaygı bizi korur. Fakat kimi endişeler var ki bizim gündelik yaşantımızı bile kısıtlar, hayatımızı zindana çevirebilir. ‘’Ya olursa’’ ile başlayan ve arkası ardı kesilmeyen zihnimizde dönüp duran fikirlerimiz. Ya kanser olursam, Ya yediğim boğazıma takılırsa, Ya dışarı çıktığımda bir otomobil çarparsa, Ya bebeğime ziyan verirsem, Ya birini öldürürsem, Ya kendime ziyan verirsem, Ya …. Vs. üzere fikirler size korku yaratır. Şayet sizde ortaya çıkan tasayı yok etmek için bir grup ‘’yersiz’’ davranışlarda bulunuyorsanız tasa sizi çoktan esir almıştır diyebiliriz. Yersiz davranışlar nedir? Diyecek olursanız. Örneğin ‘’Ya bebeğime ziyan verirsem fikri geldiğinde meskendeki bütün bıçakları toplayıp saklamanız, ya da Ya dışarı çıktığımda otomobil çarparsa, kapkaç yaparlarsa, başıma tuğla düşerse üzere kanılarınız yüzünden meskene kapanmayı tercih ediyorsanız, siz aklınıza gelen ve telaş yaratan niyetin ‘’gerçeklik olasılığını’’ düşünmeden ortadan kaldırmaya yönelik davranışlar sergiliyorsunuz demektir. İçinizde dert ömür uzunluğu var olacak, lakin tasanız sizi değil siz derdinizi yönetin. Kaygılandıracak bir fikir geldi, o korkuyu vücudunuzda nerede hissediyorsanız (Örn. Kalbinizde mi?) orada yer açın ve ‘’o an’’ yapmakta olduğunuz işi yapmaya devam edin. Bir mühlet sonra hissizleşecek ve korkunun vermiş olduğu rahatsızlık derecesi gitgide azalacaktır. Fakat mani olmak bu kadar kolay olmadığı için kesinlikle bir uzman yardımı almalısınız ileride geriye dönüp baktığınızda her şey için geç olmasın, 10 yıl kaybetmektense savaşmak için harekete geçin. Geçmişe dönüp baktığınızda ‘’ Ben bunun için mi kaygılandım’’ diyeceksiniz.
Sevgiyle ve Sıhhatle kalın…
