Obezite Kansere Sebep Oluyor
Kanser

Obezite Kansere Sebep Oluyor

Kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon, apne ve benzeri solunum hastalıkları gibi pek çok sağlık meselesine neden olduğu bilinen obezite, kanser tehlikesinde de çoğalışa neden oluyor.

Fazla ölçüde yağ, tuz ve şeker tüketimi obeziteyi de beraberinde getirerek, kanserle gayrete yenik başlanmasına neden oluyor. Ülkemizde olduğu kadar küresel anlamda riskleriyle de bilinen obezite, günümüzde pek çok ülkeyi tehdit ediyor. Natürel beslenme zincirinin bozulmasıyla obezitenin, obeziteyle birlikte de kanserin yaygınlaştığını ifade eden Emsey Sağlık Kurumu Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, mevzuyla alakalı görüşlerini paylaşıyor.

Obezite ve kanser iki iyi dost!

Tütünden sonra bilinen en büyük kanser tehlike etmeni obezitedir. Obeziteyle kanser arasındaki bağlantı, geçtiğimiz günlerde bilimsel araştırmalar sonucunu ispatlandı. Yağ tüketiminin çoğalış göstermesiyle birlikte ortaya çıkan obezite, günümüzde sıhhati hayati anlamda tehdit eden neticeleriyle kanser hastalığı sebebi olarak da bilinmektedir.

Doğru inek sütü, Omega 3 içeriğiyle kanserden koruyor

Anne sütüyle ya da bebekler için özel olarak geliştirilen sütlerle beslenen bebekler, yeterince yiyecek alamama tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Sütünden günümüzde milyonlarca insanın yararlandığı inekler, otların bol olduğu ilkbahar aylarında doğum yapmaktadır ve yaz sonuna kadar aşırısıyla süt üretmektedir.

İlkbahar otları, bedenimizin gereksinim dinlediği Omega 3 yağ asitleri açısından zengin bir kaynaktır. Bu yağ asitleri, hem ineklerin sütünde hem de inek sütünden elde edilen kaymak, tereyağı, yoğurt, peynir ve benzeri mahsullerde aşırısıyla bulunmaktadır. Bu sebeple beslenmede bu yarıyıllara, süt mahsullerindeki bu özelliklere dikkat etmek kanserden korunma açısından büyük ehemmiyet taşımaktadır.

Omega 3 ve Omega 6, hücrelerin korunmasına dayanakçı oluyor

Vücudumuzda bulunan Omega 3 ve Omega 6 adlı yağ asitlerinin, beden işlevlerimizin en doğru biçimde yerine getirilmesi açısından oldukça bedelli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hücrelerin sertliğinin korunması gibi hayati bir misyona sahip olan ve yağ depolanmasına destek veren Omega 6, insan sıhhatinin korunması açısından yeri doldurulamaz bir ehemmiyete sahiptir.

Bedenimiz için en az Omega 6 kadar ehemmiyetli olan Omega 3 ise, asap sisteminin gelişiminde misyon almaktadır. Hücre duvarlarını daha elastik hale getiren Omega 3 yağ asitleri, hücreyi dış zararlardan gözetmekte, yağ hücrelerinin imalini sınırlamaktadır. İnsan bedeninin fizyolojik balansı, büyük miktarda Omega 3 ile Omega 6 balansına, dolayısıyla beslenme biçimimize ve kumpasımıza da bağlıdır.

Yağ asitlerinin ölçüsünü, inek ve tavukların yemleri etkiliyor

İnsan bedeni üretemediği için lüzumlu yağ asitleri olarak da anılan Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri, yiyecekler aracılığıyla alınabildiğinden beslenme alışkanlıklarımız sıhhatimizi doğrudan etkilemektedir. Yediğimiz besinlerdeki Omega 3 ve Omega 6 ölçüyü, harcadığımız inek ve tavukların yemlerine bağlı olmaktadır. Ot yemeleri halinde hayvanların verdikleri et, süt ve yumurtanın balansı gereksinim dinlenen miktarda olacaktır. Hayvanların soya ve mısır yemeleri gidişatlarında ise, bu denge bozulacaktır.

Fazla kilolardan uzak durmak, meme kanserinden koruyor

Bayanlarda en sık karşılaşılan kanser cinsi olan meme kanseri günümüzde, gelişmiş ülkelerde az gelişmiş ülkeler ve Asya ülkelerine oranla altı kat daha fazla görülmektedir. Asya orijinlilerde, erken menopoza girenlerde, 18 yaşından evvel doğum yapanlarda ve 37 yaşından evvel yumurtalıkları alınan bayanlarda daha az görülen meme kanserinden korunmak büyük miktarda muhtemel olmaktadır.

Meme kanserinden korunmak için; hayvansal ve yağlı yiyeceklerden sakınmak, kilo almamaya özen göstermek gerekmektedir. Hormonlu ve katkı maddeli yiyeceklerden uzak durmak da bu anlamda büyük ehemmiyet taşımaktadır. Meme kanserinden uzak bir yaşam sürdürebilmek için günde en az bir, en çok beş porsiyon sebze ve meyve harcamak yararlı olacaktır.