Lenf Bezlerindeki Şişlik Lenfoma Olabilir
Kanser

Lenf Bezlerindeki Şişlik Lenfoma Olabilir

Lenf bezinde ur oluştuğunda, lenfoma hastalığı ortaya çıkıyor. Bu urlar öncelikle breyin, kasık, koltukaltı gibi bölgelerde oluşan şişlikler ile görülüyor. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Siret Ratip, “Şayet bu şişlikler ele geliyorsa, küçülmeyip aksine gitgide büyüyorsa hematoloğa başvurmak gerekiyor. Yapılan tahlillerle bu şişliklerin lenf bezi uru olduğu anlaşılırsa, büyük çoğunlukla hastalığın kökten rehabilitasyonu olası olabiliyor. Hastalık ne kadar erken rehabilitasyon edilirse başarı kısmeti de o kadar yükseliyor” diyor.

Lenfoma hastalığı hakkında merak edilen sualleri cevaplayan Prof. Dr. Siret Ratip, şu balakaları veriyor:

1. Lenfoma nasıl bir hastalıktır?

Lenfoma hastalığı lenf bezi urudur, onlarca çeşidi vardır, tek bir hastalık değildir. Bu hastalığın seyri, rehabilitasyona vereceği cevap hastalığın çeşidine göre değişiyor. İnsanlar genellikle büyüyen ve büyümeye devam eden bir lenf bezesiyle hekime başvuruyor. Bu boyunda ve kasıkta bir şişlikle de kendini gösterebildiği gibi, koltuk altındaki bir şişlikle de ortaya çıkabiliyor. Bunların dışında hastalarda ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı da görülebiliyor.

2. Hangi yaşlarda sık görülüyor?

Yetişkinlerde çocuklara göre daha çok görülüyor, yaş ilerledikçe görülme sıklığı da çoğalıyor.

3. Şahsı şüphelendirecek belli başlı belirtiler var mıdır?

Koltukaltı, breyin, kasık bölgesinde şişlik tespit edenler doktora geliyorlar ama birçok şişliğin sebebinin de lenfoma olmadığını biliyoruz. Bu bölgelerde oluşan bazı viral veya bakteri enfeksiyonları da şişliklere neden olabiliyor. En sık gördüğümüz viral veya bakteri enfeksiyonları neticesinde ortaya çıkan şişliklerdir. Bedenin korunma sisteminin bir parçası olan lenf bezleri büyüyerek bu enfeksiyonları yok etmeye çalışıyor. Görevlerini yapınca da olmaları gereken büyüklüğe iniyorlar. Lenf bezleri şayet sebepsiz olarak büyür ve büyümeye de devam ederse, basit enfeksiyonlardan ayırmak, detaylı analiz yapmak gerekiyor. Bu şişlikler geçmediği takdirde kesinlikle doktora başvurmak ehemmiyet taşıyor.

4. Lenfomanın sebebi nedir?

Lenfomayla gelen hastaların büyük bir çoğunluğunda altta uyuyan bir neden tespit etilmiyor. Ama lenfoma hastalarının ufak bir bvefatında altta uyuyan nedenler arasında daha evvel maruz kalınan radyoterapi, kimyevi madde misalin benzen içerikli maddeler, viral enfeksiyonlar vb. etmenler yeralabiliyor. Büyük bir bvefatında, lenf bezinin içindeki etkinlikten mesul olan genlerde kazara bir kırılma olduğu tespit etiliyor. Oradaki hücreler bağımsızlığını bülten ediyor, artıyor, değişik lenf bezlerine yayılıyor.

5. Bayanlarda mı daha çok görülüyor erkeklerde mi?

Her iki türde de görülme oranı hemen hemen aynı. Lenfomalar Hodgkin ve Non-Hodgkin Lenfoma olarak iki cinste olmalarına rağmen, özellikle Non-Hodgkin Lenfomalar’ın onlarca çeşidi bulunuyor. Non-Hodgkin Lenfomalar ayrıca dağılma olarak çeşitlerine göre üç ayrı biçimde hareket edebilir. Bunlardan bir çeşidinde, hastalık çok süratli büyüyor ve süratli bir biçimde ilerliyor. Hasta acilen sağlık kurumuna uyumak zorunda kalabiliyor. Değişik bir çeşidi aylar haftalar içinde orta süratle ilerliyor. Bir başka cinsi ise daha yavaş ilerliyor. Hayat boyu rehabilitasyon gerektirmeyebiliyor. Bu başlıca üç grubun içinde de onlarca çeşit lenfoma tespit ediliyor. Bu sebeple çok detaylı analizlerin yapılması gerekiyor.

6. Teşhis nasıl konuluyor?

Lenf bezesinden ya da kemik iliğinden biyopsi ile misal alınıyor. Hastalığın yaygınlığını göstermek için tomoğrafi veya, son zamanlarda yaygın kullanıma giren PET tomografi yapılarak yaygınlık derecesi tespit etiliyor.

7. Rehabilitasyonu nasıl yapılıyor?

Bu hastalığın rehabilitasyonunda kemoterapi ve kök hücre nakli gibi usuller kullanılıyor.

8. Ne zaman kemoterapi ne zaman kök hücre nakli uygulanıyor?

Lenfoma tespit edilen hastaların büyük bir çoğunluğuna kemoterapi uygulanıyor ve hastaların ehemmiyetli bir bvefatı da bu rehabilitasyonla kurtuluyor. Standart kemoterapiden fayda göremeyen hastalara yüksek doz kemoterapi veriliyor ve kök hücre nakli yapılıyor. Kök hücre nakli, lenfomanın kemoterapiye karşın tekerrür ettiği hastalarda seçim ediliyor.

Kemoterapi: Öncelikle hastaya hangi kemoterapinin, ne kadar vakitle, ne kadar dozda verileceğine bakılıyor. Kemoterapide hastaya damardan belirli dozdaki ilaçlar veriliyor ve bu ilaçlar belli kürler biçiminde uygulanıyor. Başka Bir Deyişle ilaçlar bir günden, beş-altı güne kadar değişen zamanlarda verilebiliyor. Bazen ayda bir kez olmak üzere 6-8 defa tekrarlanabiliyor. Hastaların ehemmiyetli bir bvefatı bu rehabilitasyonla kurtuluyor, kurtulamayanlara yüksek doz kemoterapi veriliyor ve kök hücre nakli yapılıyor.

Kök Hücre Nakli: Genellikle hastalığı yineleyen bireylerde yapılıyor. Evvelinde iki veya üç kür yüksek doz kemoterapi veriliyor, hastalık tekerrür yok ediliyor. Sıhhatli hücreler cilt altına büyüme etkeni verilerek makine yardımına bir araya geliyor, daha sonra bu hücreler donduruluyor. Yüksek doz kemoterapiden sonra bu hücreler damar yoluyla hastaya naklediliyor. Nakledilen hücreler de kemik iliğini bulup yerleşiyor, yeni hücreler üreterek kanın tekerrür oluşmasını sağlıyor.

9. Rehabilitasyondaki son büyümeler nelerdir?

Son zamanlarda rehabilitasyonlar niyete müteveccih rehabilitasyonlara odaklanmış gidişatta. Uslu ilaçlar, lenfoma hücrelerinin üzerinde taşınan moleküllere karşı geliştirilen ve “monoklonal” denilen ilaç cinsleridir. Bu moleküller belirli lenfoma hücrelerinin üzerindeki moleküle yapışıyor, bedenin bağışıklık sistemini o hücrelerin üzerine sürükleyip kanserli hücrelerin yok olmasına katkıda bulunuyor. Bayağı kemoterapiye ek olarak verilen bir rehabilitasyondur. Ayrıca, belirli lenfoma cinslerinde, hastalığın biyolojisine göre geliştirilmiş yeni ilaçlar bulunmaktadır. Son 10 senede bu alanda geliştirilen birçok yeni türev ilaç sayesinde, rehabilitasyonun başarısında gelecek taahhüt eden neticeler alınabileceğini umuyoruz.

10. Bu büyümelere göre rehabilitasyondaki başarı oranı nedir?

Hodgkin lenfomaların erken düzeylerinde hastalıktan kurtulma başka bir deyişle 5 senelik hastalıksız yaşam süresi yüzde 80 ortamında oluyor. Bu daha ileri düzeylerde yüzde 60’lara kadar erişiyor.

Non-hodgkin lenfomalar, yavaş süratte, orta süratte ve çok süratli ilerleyen cinslerden oluşuyor. Kurtuluş oranları hastalığın çeşidine göre değişiyor, yüzde 60’a yakını tamamen kurtulabiliyor. Rehabilitasyona cevapsız hastaların ise yüzde 30’a yakını yüksek doz kemoterapi ve otolog kök hücre nakliyle kurtulabiliyor.