Karneye Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Psikoloji

Karneye Yaklaşım Nasıl Olmalı?

Karne yarıyılı konutlarda birçok farklı duygunun bir arada yaşandığı yarıyıllardandır. Üzüntüyle mutluluk, neşeyle gözyaşı bir arada yaşanabilir. Karne sonrasının aile içinde sıhhatli biçimde değerlendirilememesi neticeyi bazı üzücü gidişatlarla da karşılaşabiliyoruz. Konuttan kaçan, hayatına son vermeyi düşünen çocuklar, hiddetine egemen olamayıp çocuğuna şiddet uygulayan anne babalar tanık olduğumuz aile manzaralarından.

Psikolog Ferahim Yeşilyurt, ebeveynlere karne sürecini sıhhatli biçimde değerlendirmeleri için tekliflerde bulunuyor.

Karnesinde Düşük Anekdotları Bulunan Talebeler Neler Yapabilirler?

Her başarısızlık yine değerlendirmeyi gerektirir. Bu değerlendirme de yetersizlerinizi görmenizi, beceriksizleri gidermek için yeni tasarılamalar ve çalışmalar yapmanızı sağlayarak neticede başarıya erişmenizi sağlar. Şayet yetersizlerimizi göremezsek, tekerrür aynı gidişatla karşılaşabiliriz.

Ancak pes ettiğinizde yenilmişsiniz demektir. Başarı kadar başarısızlıklar da natüreldir. Bu vaziyeti kabul ettiğinizde meselelere daha uygun çözümler bulabilir, daha uygun ihtiyatlar alabilirsiniz. Her başarısızlık daha sonraki başarılar için bir yol göstericidir, bir ihtardır. Talebenin kendine kızması, ders başarısındaki düşmenin mesullüğünü kendi dışındaki sebeplere bağlaması ve negatif duygulara kapılması fayda sağlamayan yaklaşımlardır. Başarısızlıklar karşısında negatif duygulara kapılıp pes ettiğinizde, sonraki mağlubiyetler de kaçınılmaz olacaktır.

Sorun üzerinde müddet kaybetmektense çözüm üzerinde odaklaşmaya çalışın. Ders başarısındaki düşme sebebiyle kendinize kızmak, kendi dışınızdaki nedenler bulmak ve bunun bir ceza olduğunu düşünmek yerine şu anki vaziyeti nasıl istediğiniz hale çevirebilirsiniz sualine cevap aramaya çalışın.

Kendi kendinizin en iyi arkadaşı olun. Derslerinde istediği başarıyı gösteremeyen bir talebe ‘çok ablavutça yanılgılar yaptım, derslerimi başaramadım, ben başarısız bir talebeyim’ gibi kendisini makûs sezmesine neden olabilecek ifadeler yerine ‘bazı yanılgılar yaptım ve bunları düzenleyeceğim, bu yarıyıl istediğim başarıyı gösterememiş olmam benim başarısız bir talebe olduğumu göstermez’ gibi daha umut dolu ifadeleri kullanabilirler.

Mesullüğü üzerinize alın. Denetleme yapmak için ilk yapılması gereken, mesullüğü üzerinize almaktır. Derslerinde başarılı olan talebeler ile başarısız olan talebeler üzerinde yapılan bir araştırmada başarılı talebelerin başarılarından dolayı kendilerini mesul sezdikleri, başarısız olan talebelerin ise mesullüğü kendi dışlarında aradıkları bulunmuştur.

İyi bir denetleme ile derslere hazırlık yarıyılında hangi alanlarda yetersizlerinizin olduğunu tespit edebilir ve bu yetersizlerinizi gidererek başarılı olabilirsiniz.

Karnesinde Düşük Anekdotları Bulunan Çocuklara Anne-Baba Olarak Nasıl Davranmak Gerekir?

Öncelikle yarıyıl sonunda alınan karnenin, çocuğun karnesi olmasının yanı gizeme, ailenin ve eğitim sisteminin de karnesi olduğu unutulmamalıdır. Talebenin başarısında ailenin ehemmiyetli bir yeri vardır. Aile içi ilişkilerin sıhhatli olduğu, çocuğun şahsiyetine hürmette bulunulan ve çocuğun kendini geliştirmesinin desteklendiği bir ailede başarının da o oranda yüksek olması beklenir.

Karne sonrasında ailelerde şayet talebenin anekdotları düşükse genellikle bu vaziyetten talebe mesul yakalanır. Tenkit Etilir, yargılanır. Oysa yapılması gereken, karnedeki düşük anekdotların sebeplerinin ana-baba-çocuk üçgeninde değerlendirilmesidir. Anne-babalar şu sualleri kendilerine sorabilirler.

a Acaba çocuğuma kitap okuma mevzusunda iyi bir model olabildim mi? Unutmayın, çocuklar öğütten ziyade gördüklerini bilirler.

b Ona ders çalışma mesullüğünü verebildim mi? Yoksa çocuğun yapılmayan ödevini ondan daha çok endişelenip biz mi yaptık?

c Ona aile içinde yoğun müzakere ve çatışmaların olmadığı sıhhatli bir aile etrafı yaratabildik mi?

d Ara imtihanlardan düşük anekdot aldığında onu tenkit etip, suçladık mı? Yoksa birlikte konuşup, mevzuyu çözmeye mi çalıştık?

e Onun özgüvenini kazanmasına destekçi olabildik mi? Yoksa aralıksız tenkit etip, fırça attık mı?

Bu değerlendirmeler anne-baba arasında yapılabilir. Değişik taraftan çocukla bu neticelerin sebepleri üzerinde konuşulabilir. Şayet aile-çocuk bağlantıyı iyiyse, çocuk bu neticenin alınmasındaki kendi rolünü görüp, değerlendirmesini yaparak lüzumlu mesullüklerini alacaktır.

Unutulmaması gereken bir nokta; alınan karne anekdotlarının karşılamasının her zaman muhtemel olduğu, gelecek yarıyıllarda yükseltebileceği olmalıdır.

Karne çocuğun tüm performansını yansıtmaz. Başka Bir Deyişle anekdotları çok yüksek bir çocuğa, yaşamda çok başarılı olacağı söylenemez. Anekdotlara göre aileler bazen çok katı cezalar verebiliyorlar ya da çocuk sınıfı geçti diye çok büyük mükâfatlar alabiliyorlar. Anekdotlar değerlendirilebilir ancak çok fazla abartılmamalıdır.

Son olarak söylemek istediğim; çocuğunuzun karnesinde meseleler olsa da çocuğunuzun her vaziyette yanında olacağınızı sezdirmenizdir. Çocuğunuzla ilişkinizi iyi tutarak karne sonrası oluşabilecek bir krizi ilişkinizi geliştirmek üzere bir fırsata çevirebilirsiniz.