Çocukların Mesullüklerini Geliştirmesine Takviye Edin
Psikolojik Sağlık

Çocukların Mesullüklerini Geliştirmesine Takviye Edin

Çocukların bilme süreçleri mekteple hudutlu değildir. Mektepten kalan zamanlarda da çocuklar bilmeye devam eder.

Bu sebeple mektep dışındaki zamanın kesinlikle tasarıyı yapılmalı ve çocuğun bu tasarıya uyması ehemmiyetlidir. İleriki zamanlarda büyük faydalar sağlayacak bu alışkanlık çocuklara erken yaşta aşılanmalıdır. Reem Nöropsikiyatri Merkezi ’nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz  mevzuyla alakalı görüşlerini anlattı.

Çocukların motivasyonunu çoğaldırmak için armağanlar alın.

Özellikle ödev molalarında çocukların güzeline gidecek sohbetler yapmak yada armağanlar vermek çocuğun derse olan motivasyonunu çoğaldırır. Çocuğun uyku ve yemek saatlerinin kumpaslı olmasına özen gösterilmeli,  haftanın muhakkak bir günü tatile dağılmalıdır.  Mektepten geldiğinde dinlenmesi için ona muhakkak bir vakit verilmeli ve ödev yapmak için ayıracağı zamana çocuk ile beraber karar verilmelidir. Dinlenirken çocuk, anne-babasıyla sohbet edip, reyin oynayabilir ya da yemek yiyebilir.

Etraftan gelecek negatifliklere dikkat edilmeli

Konut ödevleri annelerin çocukların başında durup yapmasını sağlamak değil, çocukların mesullüklerini kendi başlarına yerine getirebilmeleridir. Böylece çocuk kendiliğindene aralıksız artan bilgiye erişebilir ve o bilgileri işleyerek kendi düşünme şeklini oluşturabilir. Çocukların ödev yapma şartları, kendi fertsel seçimleri istikametinde tertip edilmelidir. Bunun için ödev yaparken ses, ışık, mobilya kumpası, ısı vb. etmenlerin çocuğun rahat edebileceği biçimde tanımlanması gerekmektedir.

Ders ve ödev programı yazılı olmalı ve görülebilecek bir yere asılmalıdır. Gerektiğinde farklılık yapabilmeye sarih olmalı ve programa uyulamadığında tereddüt kalmadan hemen yeni bir düzenleme yapılmalıdır. 20-30 dakikalık çalışma zamanına 10 ya da 15′er dakikalık molalar uygun olabilir. Bu düzenleme çocuğun dikkat zamanına göre arttırılır ya da eksiltilebilir. Şayet molalar, çocuğun ödevden kopmasına neden oluyor ve mola bitiminde odaklanmada eforluk yaşıyorsa, mola vermeden çalışmaya teşvik edilmelidir.  Dersten sonra kısa bir tekerrür bilgilerin kalıcı olması açısından yararlıdır. Ders programı yapılırken çocukla beraber program oluşturulmalı ancak uygun olmayan tekliflerinin kabul edilmeyeceğini makul ve sempatik bir dille açıklama edilmelidir.  Misalin çocuk programına günde 2-3 saat TV izleme veya bilgisayarda reyin oynama gibi kısımlar ilave etmek isteyebilir. Bu gibi gidişatlarda aile fertleri net ve ortak bir tavır sergilemelidir.

Çocuklara ders çalışacakları ya da ödevlerini yapacakları uygun civarlar sağlanmalıdır. Çalışma odasında televizyon gibi dikkatlerini dağıtacak eşya ya da makineler olmamalıdır. Oda ısısı vasati 23 derece olmalıdır. Zira daha sıcak ya da soğuk civarlarda bilme ve idrak etme kapasiteleri negatif etkilenmektedir.

 

Çocuğun ödevin ehemmiyetini öğrenmesi galibiyetini arttırır.

Bununla birlikte çocuğun ödev yapma alışkanlığını şuurlu bir biçimde anlayıp, kesintisizliğinin sağlanması için öncelikli olarak çocuğa konut ödevini neden yapması gerektiğini onun kavrayabileceği bir dille açıklanması gerekir. Bu şuura sahip olmadan ödev yapmaya yönlendirilen çocuklar ödev yapmanın lüzumluluğunu kavramadan, yalnızca lüzumluluktan dolayı ve özenmeden ödevlerini seriyle tamamlamaya odaklanırlar. Nitekim çocuklar, ödevlerin afaki ve angarya görevler olduğunu, kendilerini ders çalışmaktan alıkoyduğunu düşünebilirler. ‘ ’Ben bunları zati öğreniyorum ödeve ne gerek var ki ’ ’ diye yakınabilirler.

 

Bu sebeple ödevlerin de bir çeşit ders çalışma pozisyonu olduğu ve afaki bir çalışma olmadığı telkin edilmelidir. Ayrıca hocalar da, çocukları mental ve ruhsal doğrultudan geliştirecek, onları pozitif anlamda eğitecek, çalışırken düşündürecek hatta yerine göre eğlendirecek ödevler seçim etmelidirler.

 

Ödevler sırasında çocuklarınızın yapamadığı suallere takviye edin.

Çocuk mektepten geldiğinde dinlenmesi için ona muhakkak bir vakit verilmedir. Çocuklar bu zaman da anne-babasıyla sohbet edebilir, reyin oynayabilir ve yemek yiyebilirler. Çocuğun ödev yapmak için ayıracağı müddete çocuk ile beraber karar verilmelidir. 

Ödev yapma sürecinde çocuğa hiç takviye etmemek çocukta güçlükler karşısında desteksiz kalabileceği duygusunu uyandırır. Burada takviyeden maksadımız çocuk yorulduğunda onun yerine ödevini yapmak değil, ödevin nasıl yapması gerektiği mevzusunda onu bilgilendirmek, lügate nasıl bakacağını, bilgiye nasıl erişeceğini mevzusunda yönlendirmektir. Çocuk bunları kendi yapabilecek hale gelene kadar yol gösterici olunmalıdır. Bu sayede çocuğun şuurlu bir biçimde ödev yapma alışkanlığı kazanmasına zemin hazırlamakla birlikte; kendisiyle ilgilenildiği duygusunu sezdirerek duygusal gelişimine de katkı sağlamış oluruz. 

Öbür taraftan, ödevlere takviye mevzusunda asla mübalağaya kaçılmamalıdır. Ödevlerin tamamının ya da büyük bir kısmının anne-baba ya da aile büyükleri tarafından yapılması, çocukları rahatlığa ve miskinliğe çekebilir. Bazen de çocuklar ödev yaparken anne ya da babasının kesinlikle yanında durmasını isteyebilirler. Çocuğa ödevlerin kendi başına yapması gerektiği açıklama edilerek, miktarı kaçırmadan ancak gerektiği gidişatlarda müdahale edilip yol gösterilmelidir. Veliler asla kağıdı kalemi kendi ellerine almamalıdırlar.

Mektebin ehemmiyetli olması kadar ailenin alakası ve çocuğun dostları da ehemmiyetlidir.

Çocukların yaptığı ödevler hem hoca hem de anne baba tarafından hakimiyet edilmelidir. Ödevlerin mektepte hocaya sunulmadan evvel anne baba tarafından hakimiyet edilmesi, çocuklara yaptıkları yanılgıları düzenleme ve yetersizleri giderme fırsatı verecektir. Öbür taratan hocalar, yapılan ödevleri dikkatle analizli ve sonraki ödevler için teşvik ve motive edici davranış sergilemelidirler.

Zira çocuğun özene bezene hazırlayıp sunduğu ödevlerin, hocalar tarafından fazla dikkate alınmaması, onların ödev yapma hatta ders çalışma şevklerini kırabilir. Eğer çocukların ‘ ’ödev yapacağım da ne olacak, hoca bakmıyor dahi ’ ’ stilinden serzenişleri olursa, süre geçirmeden hocalarla bağlantıya geçilmelidir.

Çocuğu zaman zaman dostlarıyla birlikte grup halinde ortak çalışmaya ve ödev yapmaya teşvik edilmesi zafer grafiğini yükseltebilir. Nitekim akademik galibiyeti yüksek sınıflarda,  talebelerin birbirleri ile olan etkileşimleri, kendi aralarında müsabakaları ve birbirlerini motive etmeleri, hoca tesirinden daha fazladır. Ayrıca dostlarla ders çalışmak çocuk için hem ders çalışmayı daha zevkli bir hale getirmesi, hem de bilgi alışveriş etrafı oluşturması açısından ehemmiyetlidir. Aynı biçimde çocuğun galibiyetli talebelerin arasında olması onun akademik zaferini de yukarıya çıkaracaktır.

Ödevini galibiyetle yapan çocuklar verilen mesullüğü yerine getirmenin rahatlığını yaşıyor.

Çocukların başladığı işi tamamlama mesullüğünü kazanması gerekir. Çocuk başladığı işi tamamlamanın, galibiyetli olmanın tadını almalıdır. Aile ve hocalar çocuğun analist yanlarını ortaya çıkarması için destek olmalıdır. Çocuğun incelemekten ve yeni bilgiler bilmekten zevk alır hale gelmesi gelecekteki konumu ve akademik zaferleri için çok büyük bir adım olacaktır. Bir hocanın talebesine vazgeçeceği en büyük servet, onda analist bir karakter oluşturmaktır.

Ailelerin çocuklara ve derslerine yaklaşımı ehemmiyetli

 Çok ders çalışmak değil tesirli çalışmak ehemmiyetlidir. Bazı anne babalar çocuktan aralıksız ders çalışmasını bekler ve bu mevzuda çocuğu sık sık uyarır. Bu da çocuğun tepkisel davranmasına neden olabilir. Ailelerin negatif tavırları, çocukları ebeveynlerinden ve ödev yapma alışkanlığından uzaklaştırabilir. Talebelerin konut ödevleri ile alakalı negatif tavırları; ailelerin yasaklamaları, ısrarları ve destek olmamalarından kaynaklanabilir. Her konutta muhakkak kaidelerin olması çocuğun manevi disiplin mekanizmasını oluşturması açısından ehemmiyetlidir. Fakat bu tatlı bir disiplin olmalıdır.

Bazı çocuklarda maksatlı bir boş vermişlik vardır. Çocuğun neden bu biçimde davrandığını, tutumunun arkasında uyuyan faktörü bulmak gerekir. Bunun artta ailenin temenni seviyesinin çok yüksek olması bulunabilir. Çocuğu “Sınıfın en zaferlisi olmalısın” diye koşullandırdığımızda çocuk muvaffak olamadığını kavradığı zaman mağlubiyeti kabul etme psikolojisi içinde her şeyi vazgeçer. Onun için çocuğa muvaffak olabileceği niyetler koyulup bunlara erişmenin zevki yaşatılmalıdır. Galibiyeti görülen ve takdir edilen çocuk gördüğü sevgi ve methiyeyi kaybetmemek için kendisini harekete geçirir. Tutum ve gayretlerine müteveccih methiyeyle gelişen çocuk için en büyük ceza methiyeyi ve takdiri kaybetmektir. Bu sebeple galibiyetli olmak için elinden geleni yapar. Ancak bu mevzuda ailenin kusurlu tavırlar içerisinde de olmaması gereklidir. Misalin karne zamanı ‘ ’teşekkür ’ ’ getiren çocuk, ‘ ’neden takdir getirmedin, falancanın çocuğu takdir almış sen neden teşekkür de kaldın ’ ’ gibi ifadeler yerine, ‘ ’galibiyetlerinden dolayı seni kutluyorum ama bir daha ki yarıyıl senden takdir bekliyorum zira bu kapasite sende var ’ ’ biçiminde teşvik edilmeli ve heveslendirilmelidir. Çocuğun özgüvenini sallayacak söylem ve tavırlara asla girilmemelidir.

 

Netice itibariyle çocuğun mücadeleleri anne-baba tarafından takdir edilmeli, çocuğa her zaman desteklendiği hissi verilmelidir. Ödev yapmasının anne babası tarafından aralıksız anımsatılıyor olması çocuğu anne baba söylemeden ödev yapamaz hale getirebilir. Fazla müdahaleci ya da tenkidi olmak çocukları ödev yapmaktan soğutabilir. Ödev yapma sürecinde ebeveynler, çocuğun mukavemeti ile karşılaşırlarsa çocuğu ödev yapmaya motive etmek için pozitif bir dil ve ılımlı bir davranış sergilemelidirler. Buna karşın çocuğun mukavemeti ve ödev yapmaya olan gönülsüzlüğü devam ediyorsa anne-babalar öncelikle hocasıyla işbirliği içine girmeli, gerek görülürse mektebin veya başka bir ünitenin kılavuzluk hizmetinden destek almalıdırlar.  Aileler bu mücadeleyi gösterirlerse ödevler büyük ihtimalle daha tesirli hale gelecek, talebelerin ödevlere karşı tavırları daha pozitif olacak ve ödevler mevzusunda aile içi çekişmeler azalacaktır.

Çocukların ders çalışırken bunalması natürel bir vaziyettir. Mübalağalı bir vaziyet mevzubahisi olmadığı sürece aileler bunu güzel görmelidir. Ancak çocuk dersin başına hiç oturamıyor veya ödev yapması saatler sürüyorsa, dikkat dağınıklığı sebebiyle bir cinsli ödeve odaklanamıyorsa, elinden geleni yaptığı halde galibiyeti tutmuyor ve bu sebeple ders çalışmaktan soğumuşsa, konutta veya mektepte çocuğun ders çalışmasına mani olabilecek çocuğu rahatsız edebilecek etkenler varsa bunların sebeplerini incelemek ve çözüm bulmak için profesyonel takviye ve destek alınmalıdır.