Çocuklar Yeni Kardeşe Nasıl Hazırlanmalı?
Psikoloji

Çocuklar Yeni Kardeşe Nasıl Hazırlanmalı?

Kıskançlık duygusu beğenilen bir canlı ya da nesnenin paylaşılmasını yasaklama ve kısıtlamadır. Kıskançlık, hemen hemen her yaş grubunda hissedilebilir. Fakat bu vaziyet çocuk yaşlarda daha da yoğun yaşanır. İnsanı oldukça mutsuz eden bu duygu çocuklarda önüne geçilemez bir duygu karmaşası yaratabilir. İkinci kardeşin dünyaya gelmesiyle çocuk sahip olduğu her şeyi kaybedeceği ve artık beğenilmeyeceği hissine kapılabilir. Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, yeis, ufak düşme fobisi, can kasveti, hiddet, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı gizeme sevgi, koruma ve yakınlık sezme isteği gibi karmaşık duyguların bir bileşiminden oluşmaktadır. Çocuklarda çok sık kollanan kardeş kıskançlığını, anne ve babaların bu vaziyet karşında nasıl davranmaları gerektiğini Dr. Mehmet Yavuz şu biçimde açıkladı.

Eyvah bir kardeşim olacak!

“Çocuklarda kardeş kıskançlığı, annenin ikinci çocuğa hamile olması ile birlikte başlar. Vasati 3 ile 8 yaş arasında daha yoğun yaşanır. Zira bu yarıyılda çocuklar mana kavramıyla değil daha çok duygu manipülasyonlarıyla hayatı inceleme ederler. Küçük bir çocuk için yeni bir kardeş çocuğun artık anne ve babası tarafından daha az beğenileceğine, bütün alakanın yok olacağına, oyuncaklarının bir başkası tarafından alınacağına işarettir. Çocukların kardeş kıskançlığını yoğun biçimde yaşaması çocukta tavır bozukluklarına, iştah kaybına ve psikolojik birçok rahatsızlığa yol açabilir. Bu vaziyet zamanla bir psikiyatri dayanağı gerektirebilir.”

Çocuklarda kardeş kıskançlığı belirtileri nelerdir?

“Bazı çocuklar kardeşlerini çekemediğini sarihçe belli ederler. Bebeği beğenmediğini, onu istemediğini ve konuttan gitmesini istediğini söylerler. Bazen bebeğe hasar vermeye veya anne bebekle ilgilendiğinde fazla tepkiler göstererek buna mani olmaya çalışabilirler. Bazı çocuklarsa kardeşe fazla alaka ve sevgi gösterip anne ve babasının kaybettiği alakasını geri kazanmaya çalışır. Hatta bebeğin ebeveyni gibi davranarak anne- babayı bebeğe dikkat etmesi mevzusunda uyarabilirler. Kardeşe fazla alaka gösteren çocuklar yaşadıkları natürel kıskançlığı bastırmaktadırlar. Bazı çocuklar da ebeveynlerinin olumsuz yankısını sürüklemekten korktukları için kardeşlerine fazla alakalı davranabilirler. Kardeşini çekemeyen çocuklar yeis, hiddet, intikam alma ile sevgi, koruma duyguları arasında çatışma yaşarlar. En sık görülen meseleler, daha evvel kazanılmış tutumlarda gerileme, alt nemlendirme, parmak emme gibi gidişatlarıdır. Bebeksi tavırlarının altında, anne ve babanın kaybettiği alakasını, rakibinin usulüyle geri kazanma çabası uyumaktadır. Sıkıntılı, hiddetli ve saldırgan tutumlar, konuttan bölme ve mektebe gitmek istememe meseleleri bu yarıyılda sıklıkla yaşanır. Çocuk yaşadığı vaziyetle başa çıkmakta güçlük sürüklediğinde stres belirtileri çoğalır ve bu duyguyu baş sızısı, mide bulantısı gibi belirtiler aracılığıyla bedeniyle ifade edebilir. Anne ile bebeği yalnız bırakmak istemediğinden mektebe gitmek veya konuttan başka bir yere parçalamak istemez. Stresli bir yarıyıl olduğu için müzakereci tutumlar sergileyebilir. Misalin oyuncaklarına şiddet uygulayabilir. Bazı çocuklarda daha yoğun yaşandığı için kardeşine saldırgan tutumlarda bulunabilir.”

Anne ve babalar kardeş kıskançlığını yasaklamak için nasıl davranmalıdırlar?

“Ebeveynlerin bilmeleri gereken en ehemmiyetli şey kardeş kıskançlığının evrensel ve natürel bir duygu olduğudur. Çocuğu bu duygusundan dolayı yargılamak, suçlamak, cezalandırmak son derece yanlıştır. Çocuğun kardeşini, büyük ve değişmez bir mutluluk içinde kabul etmesini bilave etmek doğru değildir. Öncelikle aile doğumdan evvel kardeşi olacağını çocukla paylaşmalı ve yeni kumpas için bazı farklılıklarda bulunmalıdır. Gelecek olan kardeşle beraber konuttaki kumpas değişikleşse de, ebeveynlerinin ona olan duygularının hiçbir zaman değişmeyeceği anlatılmalıdır. Bebek için seçilen adda ve eşyalarda çocuğun fikri alınarak aile bütünlüğü vurgulanmalıdır. Çocuğun aşina olduğu konut kumpası olası olduğunca korunmalıdır.

Anne gebelik, doğum ve sonrada bebeğin bakımıyla daha fazla meşgul olacağından ailede başka bir şahıs mesela baba, doğumdan evvel çocuğun hayatsal rutinlerini üstlenmelidir. Misalin parka gitme, yemek saati vs… Çocuk bebeğe hasar veriyorsa, fazla tepki göstermeden çocuğa net ama sert olmayan bir ihtarda bulunulmalıdır. Yeterince net hudut koyamayan veya büyük çocuğuna karşı kabahatlilik paydan ebeveynler bebeğin hasar görmesine sebebiyet verebilirler. Çocuğa bebeğin daha çok ufak olduğu ve henüz kendi lüzumlarını karşılayamadığı anlatılmalıdır.

Aynı zamanda kardeşi doğduktan sonra çocuğa “artık sen ablasın, abisin”gibi tümceler kurulmamalı onunda bir çocuk olduğu unutulmamalıdır. Kardeşler arasında kıskançlık sezildiğinde onları birbiltihaptan uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak etraflar yaratılması ve fiziksel şiddet olmadığı sürece kardeşlerin arasına anne ve babanın girmemesi daha uygun olacaktır. Anne ve baba yeni kardeşe methiye dolu tümceler kurmamalı ayrıca çocuklar arasında ayrımcı tümceler kullanmamalıdır. Misalin “ o daha zeki sen geç kavrıyorsun, senin derslerin makûs, sen zati hep böylesin” gibi tümceler çocukları bir biltihaptan uzaklaştırır. Ve kardeş kıskançlığı yaşamları boyunca devam edebilir. Çocuğun gidişatı düşünüldüğünden daha makûssa kesinlikle bir Çocuk Psikoloğu ile görüşülmelidir. Unutmayın ki çocuklar ne kadar bir birlerine kızsalar da onlar kardeştir ve hakikatinde birbirlerini çok beğenirler.”

Dr. Mehmet YAVUZ

Nöroloji Uzmanı