“Devleti Aliyye yıkılacak. Batıdan uzun uzunluklu, mavi gözlü bir adam gelecek.
Baktığı vakit karşısındaki insanı eritecek. Özgür Fırka kuracak.
İsmine da Hür Cumhuriyet denilecek.
Dünyaya milletini tanıtacak ve 15 sene hükümdarlık sürecek”
Muhiddin–iARABİ (1165-1240).
O yaklaşık 700 yıl evvel gelecekle ilgili kitabında önsezilerini bu türlü lisana getirdi. Detaylardan bütüne gittiğimizde ise güya Mustafa Kemal Atatürk’ü tanım ediyordu. Bazılarının önsezi, altıncı his, duru görü, üçüncü göz, hissi kablel vuku, olarak değerlendirdiği güçlerden yararlanmak çok özel bireylere verilmişti. Tahminen de hepimizde az çok vardı da biz bunları değerlendiremiyorduk.
Bilim adamları bu güçlerin kaynağını araştırıyor. Birtakım bilim adamlarına nazaran geleceği görme yeteneğinin merkezi, diansefal dediğimiz ve sempatik hudut sisteminin birleştiği beyin merkezidir. Bu hudut sistemi, Merkezi Hudut Sistemi denilen ve beden hareketleri yani şuurlu hareketleri denetim eden hudut sisteminden tamamıyla diğerdir. Bir öteki görüş Colorada Üniversitesi nöroloji uzmanlarından Steven F. Maier’den geliyor; ‘Bağışıklık sistemini değerli bir duyu organı olarak kabul ediyoruz’ diyor. Bağışıklık sisteminin yalnızca bedeni mikroplardan korumadığını ayrıyeten beyefendisini harekete geçirerek gerekli reaksiyonları vermesi konusunda uyardığını düşünülüyor.
İçime doğdu ben bunu biliyordum..!
Muhyiddin-i Arabi yahut Nostradamus üzere bu işin kitabını yazacak olağandışı güçlerimiz olmasa bile, halk ortasında “içime doğdu”, “sezdim” olarak tabir edilen öngörü ya da altıncı his çabucak hemen bütün insanlarda mevcuttur. Günlük hayatın içinde hayatın içinde gözlemlemeniz mümkündür. Fakat, beşerler tam bir koşuşturma içinde bulundukları için bu olağandışılığın farkına varamazlar. Fark etseler bile tesadüf deyip geçer ve büyük bir süratle unuturlar.
Hayatınızda uygun yahut makûs şeylerin başınıza gelmeden evvel hisleriniz tarafından algılanabileceğini argüman ediyoruz. Kendi hayatınızda karşılaştığınız bu üzere olağandışılıklar 5 duyunuzdan öte bir algılama kanalınızın olduğunun en bariz kanıtıdır. Fakat birçok kişi açıklayacak mantıklı bir sebep bulamadıkları için çoklukla üzerinde düşünmezler.
Babamın Vefatını Gördüm
1978’de babamı bir trafik kazasında kaybettiğimde daha 12 yaşındaydım. Kazadan 2 hafta evvel 3 gece üst üste onu tabutta taşınırken görüyordum. Babama çok kızdığım anların tesiriyle herhalde bu türlü şeyler görüyorum diye yorumlamıştım ki bir seyahat dönüşü vefat haberi geldi. Çocuklarda buna benzeri önsezileri sıkça görebiliriz. Bunun dışında anne çocuk ortasında, yaşlılarda kendisiyle barışık içinde olanlarda daha sık görülür. Tarihteki dehaların ise en yetenekleri yanı sıra güçlü bir önsezi geliştirdikleri söylenebilir.
ATATÜRKÜN ÖNSEZİLERİ
“Bir gün gelecek, ben, hayal olarak kabul ettiğiniz bu inkılapları başaracağım. Mensup olduğum Türk Milleti bana inanacaktır. Düşündüklerim demogoji mahsulü değildir. Bu millet gerçeği görünce gerisinden yürür. Saltanat ortadan kalkacaktır. Devlet mütecanis(tek çeşit) bir ögeye dayanamayacaktır. Din ve devlet işleri birbirinden ayrılacaktır. Batı medeniyetine döneceğiz. Batı medeniyetine girmemize mani olan yazıyı atarak, Latin kökünden alfabe seçilecektir. Bayan ve erkek ortasındaki farklar kalkacaktır. Emin olunuz ki hepsi bir bir olacaktır…”
(Atatürk bu konuşmayı yaptığı sırada Abdülhamit ülkenin tek hakimiydi. Ve padişahlık kuvvetli ve kutsal bir kurumdu.)
Rusya’nın Geleceği
Kurtuluş Savaşı sırasında en büyük dayanağı Rusya’dan alan Mustafa Kemal,savaş sonrasında ise bağlantıları muhakkak bir seviyede sürdürüyordu. Zira Lenin’den sonra iktidarı ele geçiren Stalin Rusya’yı keyfi bir formda yönetiyordu… 1936 yılında Atatürk her zamanki üzere Çankaya’daki akşam yemeklerinde ülkenin meselelerini konuşurken, masadakiler sık sık Paşam, Ruslar şöyle ileri adımlar atıyor, iktisatta, endüstride, askeri alanda şöyle başarılı oluyorlar diye anlatıyordu. Atatürk’ün bunun üzerine yemeği bırakıp masanın üzerindeki içinde meyvelerin bulunduğu tabağı alıyor ve yere atacakmış üzere yapıyor. Masadakilere :
”Şayet bunu yere bıraksam kaç kesim olur?” diye soruyor. “40 modül olurdu Paşam” diyorlar. “Hayır..” diyor Atatürk, soruyu tekrar tekrar ediyorlar, birebir yanıtı alıyor. Bunun üzerine “Bilemediniz…” diyor. Ve devam ediyor:
“Biraz sabredin…Yurtta Sulh, Cihan’da Sulha sarılın. Zira 60 yıl sonra Rusya 60 modül olacak. Bu jenerasyon Bolşevik ihtilali yaptı. Kan kussa, kızılcık yedim der. Oğulları da babalarının istikametinde sarfiyat. Lakin ondan sonraki kuşak Rusya’yı 60 modülden böler…”
(Yıl 1936 ..Henüz daha II.Dünya Savaşı çıkmamış ve Rusya büyük bir güç olmamış) Atatürk devam etmiştir: –
(“Rusya bir gün dağılacaktır.O vakit Türkiye onlar için örnek bir ülke olacaktır.” diyen Atatürk’ün önsezisi 64 yıl sonra gerçekleşmiştir.)
Annesinin Vefatıyla İlgili Gördüğü Rüya…
Zübeyde Hanım rahatsızlığı artığından Uşşakizadeler ‘in konutunda oğluna hasret vefat eder. Fakat bu haber Paşa’ya nasıl haber vereceklerini düşünüyorlardı. Annesinin vefatından habersiz olan Mustafa kompartımanındaki hizmetine bakan Ali Çavuş’u çağırıp: -“Gördüğüm hayal canımı sıktı…”der. Ali Çavuş :
”Hayırdır Paşam” deyince Atatürk de hayalini anlatır: -“Pek hayır olacağa benzemiyor. Kırlık bir yerdeymişiz. Her taraf yeşillik. Birden teğe sel geliyor, annemi alıp götürüyor. Telaş ediyorum. Yaverlere söyle, İzmir’e telgraf çekip annemin sıhhat durumunu sorsunlar…”
Acı haber tez gelir derler. Kısa bir mühlet sonra Yaver Salih’in yolladığı şifreli telgraf le gelir. Atatürk telgrafın şifreli olduğunu derhal anlayarak: -“Annem öldü mü?” Ali Çavuş üzgün bir biçimde telgrafı uzatır:
Sonuç;
Bu yazının başlığını neden “Atatürk’ün Psikoloğu” olarak koyduğumuzu merak ediyor olabilirsiniz. Diyebileceğim şudur; Birinci ve en kıymetli rehberiniz iç psikoloğunuzdur. Vakitle onlarla diyaloğunuzu kaybetmiş yahut küstürmüş olabilirsiniz. Şayet onlardan yararlanmayı öğrenebilirseniz Atatürk’ün psikoloğu size de gönülden hizmet etmeye hazır olduğunu göreceksiniz.
Bu yazının telif hakkı Adil Maviş’e aittir. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir. Makaledeki bilgilere dayanarak rastgele bir teşhis ve tedavi uygulanamaz. Adil Maviş kendi geliştirdiği ve kişinin içsel dinamiklerini en üst düzeyde kullanılabilmesine dayalı koçluk ve ferdi danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu bağlamda alacağınız hizmet teşhis ve tedavi kapsamında değildir.
