Antidepresan İlaçlar Rüya Görmemizi Yasaklıyor
Psikolojik Sağlık

Antidepresan İlaçlar Rüya Görmemizi Yasaklıyor

Kentleşmenin çoğalması, beslenme alışkanlıklarımızın negatif güzergahta değişmesi, hiçbir şeye yetişemiyor olmamız derken yaşamımızın giderek güçleştiğini düşünüyoruz. Yapılan araştırmalara göre dünyada 350 milyonun üzerinde insan bunalım yaşıyor.

Şahsın beyninde serotonin, noradrenalin, dopamin maddeleri eksilmesine neden olan bunalım özellikle büyük şehirlerde süratle çoğalmaktadır. Bunalımdaki bazı şahıslar doğru dürüst uyku bile yatamazken bazı şahıslar da yaşadıkları anormal kasvetten bir nebze olsun uzaklaşabilmek için uyuyabildikleri kadar yatmaya çalışırlar. Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, muhtelif hastalıkların rehabilitasyon için kullanılan antidepresan ilaçların rüya görmeyi yasakladığını ya da en minimum seviyeye indirdiğini belirtti.

Rüyaların da bir nörokimyası var 

İnsanoğlunun, ömrünün üçte biltihabı uykuda geçirdiği biliniyor. Uyku sırasında hemen her insan rüya görür. Bazıları  yaşadığımız hadiselerin tesirinde kaldığımız rüyalar da olabiliyor. Freud, rüyalar için “bilinçaltımızdaki düşünce, his ve isteklerin su suratına çıkabildiği bir pencere” diyor… 

Rüyaların, genellikle uykunun REM safhasında çok kısa bir zaman diliminde görülüyor.  Bu esnada göz kapaklarında titremeler olur. Şayet bir şahsın uykuda iken göz kapaklarının titrediğini görürseniz o esnada rüya gördüğünü düşünebilirsiniz. Rüyada zaman kavramı yoktur.  Rüya görülen zaman süresi çok kısa ve bir dakikayı geçmemesine karşın görülen şeyleri, saatlerce anlatabilirsiniz. Rüya içinde rüya bile görebilir ve her şeyi sarihçe hatırlayabilirsiniz.

Alınan antidepresan ilaçlar bedenin balansını bozabiliyor. Alınan birçok antidepresan ilaç rüya görmeyi engelliyor ya da yahut rüyaları en minimum seviyeye indiriyor. Dışarıdan alınan biyolojik casuslarla rüyaların yasaklanması da aynı zamanda beynin bir rüya nörokimyası olduğunu gösteriyor. 
Rüyaların asıl yaşamla bağlantısı, hep merak edilen ve incelenen bir vaziyet olmuştur. Ulus arasında kimi rüyaların, asıl yaşamda olacaklara dair işaretler taşıdığına inananlar çoğunluktadır. Bazı analistler rüyaların, uyku esnasında görülen halisünasyonlar olduğunu korunuyor. Analistler, bu halisünasyonların “balaka organizasyonu, afaki balakaları unutma, Ribo Nükleik Asit birleşimi, uzun süreli belleğin yerleşmesi, günlük psikolojik meselelerin halledilmesi” açısından çok ehemmiyetli olduğunu iddia ediyor. 

Kâbuslar, rüya psikozu…

Kâbuslar,  rüyalardan biraz daha değişik bir vaziyettir. Kâbuslar “rüya psikozu” olarak adlandırılabilir. Uyku esnasında limbik sistemdeki enerji yoğunluğunun hakimiyetsiz bir biçimde beraati mevzubahisidir. Bu patolojik enerji yoğunluğu, ön korteksin hiçbir müdahalesi ve hakimiyeti olmadan iç dünyamıza yansır. Limbik sistemdeki merkezlerin anormal hakimiyetsizliği, girift bir biçimde birbirine karışarak fazla ve istenmeyen görüntüler halinde iç dünyamıza yansır. Rüyalar bedensel dinlenmeyi yasaklamadığı halde kâbuslar genelde bitkin ve bitkin uyanmalara neden olabilir. Bazı ilaçlar ve uyuşturucular limbik yapılardaki nörokimyayı bozarak çok rahatsız edici kâbuslara yol açabilir.

 

Rüyalar Çoğu Zaman İlham Veriyor 

Birçoğumuz gördüğü rüyaların hoş olmasını ister. Çogu zamanda gördüğümüz hoş rüyalarla mutlu oluruz. Uyku ve rüyada, beynin çağrışımla alakalı işlevleri çoğalır. Mana zinciri ve neden-netice ilişkisi rüyalarda bazen korunabildiği halde, genellikle bozulmaktadır. Bir şahıs aynı anda birçok şahıs olabildiği gibi, neden-netice ilişkileri de algısal distorsiyonlarla birlikte ortadan kalkar. Zati rüyaların, uyku sırasında görülen halisünasyonlar olduğu, ama bu halisünasyonların balaka organizasyonu, afaki balakaları unutma, Ribo Nükleik Asit birleşimi, uzun süreli belleğin yerleşmesi, günlük psikolojik meselelerin halledilmesi açısından çok ehemmiyetli olduğu iddia edilmektedir.

Rüyalar tarihe de mevzu olmuştur. Rüya, birçok bilim adamına fikir ve ilham kaynağı olmuş birçok buluş rüya esnasında keşfedilmiştir. Bunlara, “Kekula ’nın benzenin müseddes hexagon yapısını bulması, Mendelyev ’in peryodik tabloyu bulması, Jon von Newman ’nın bilgisayarların esasını atan buluşlarını yapması, Norbert Weiner’in radarı bulması, Einstein’in rölativite teoriyi ile alakalı bazı reelleri formülize etmesi gibi misaller verilebilir. Beethoven, Mozart, Schumann ve Saint-Saens gibi ünlü kompozitörlerin, bestelerinin bir kısmını rüyalarında görerek notaya aldıkları bilinmektedir. 

 

Uykusuzluk Sebebi Bunalım Olabilir

REM uykusu yasaklandığında insanlarda halisünasyonlar ve düşünce yanılgıları ortaya çıkmakta.  Yapılan çalışmalara göre 100 saat ortamında uykusuz kalan şahıslarda akut psikoz, yoğun bunalım, regresyon geçmişe gitme, çocuksu ve arkaik motiflerle düşünme, manasızlık, emosyonel duygulanım bozukluk, neden-netice ilişkilerinde ve bellekte bozukluklar, problem çözme becerisinde yanılgılar, süreli ağlama veya gülme tavrı ortaya çıkabiliyor. Rüya ile zekasal işlevlere çekidüzen de verilmektedir. Fazla zekasal ve bedensel enerji, rüya yolu ile deşarj edilmektedir. Beslenmenin de ehemmiyetine değinen Uzmanlar bütün bu olguların zincirleme olduğunu düşünüyor.