Akciğer Kanseri
Diğer Hastalıklar

Akciğer Kanseri

Tüm dünyada erkeklerde ve aynı zamanda dünyanın bir çok ülkesinde bayanlarda en sık tesadüfülen kanser cinsidir. Bir çok kanser cinsinde giderek eksilme mevzubahisi iken akciğer kanserine tesadüfülme sıklığı ne yazık ki giderek çoğalmaktadır. Tüm dünyada erkek ve bayanlarda hali hazırda en öldürücü kanser cinsidir. Genel vefat sebepleri arasında dünyadaçilmesidir. Bazı işlerde çalışma, hava lekeliliği, ışınım, genetik etkenler, beslenme alışka ikinci sırada yer almaktadır.

En iyi öğrenilen neden sigara inlıkları gibi…Adı geçen diğer sebeplerin hiç birisi sigara ile kıyas edilecek kadar ehemmiyetli değildir.

Ülkemizin bazı yörelerinde bulunan ak toprak, gök toprak olarak öğrenilen asbest veya zeolit kapsayan toprakla temas akciğer kanseri yapmaktadır. Duvar sıvama ve yer döşeme emelli kullanılan ve bebeklerin altına konan bu toprağın bulunduğu alanlarda yaşayanlarda akciğer ve akciğeri örten çeperden köken alan kanserlere çok sık tesadüfülmektedir.

Bazen akciğer kanseri bir iş hastalığı biçiminde ortaya çıkar. Misalin radyolog hekimler ve diğer ışınımla çalışanlarda ve asbest sanayinde çalışanlarda akciğer kanserleri çok daha fazladır. Asbest bir ses ve ısı izolasyon maddesi olarak sanayide kullanılmaktadır. Bu iş kollarında fren ve balata yapımı, gemi ve uçak sanayi, asbestli tuğla ve yapı malzemeleri yapımı gibi… çalışanlarda akciğer kanserleri bir iş tehlikeyi olarak ortaya çıkmaktadır.

Akciğer kanserinin sigaradan olduğu kesin midir?

Sigara ile akciğer kanseri arasındaki neden-netice ilişkisi doğru orantılıdır. Bir birey sigaraya ne kadar erken yaşta başlarsa, günde ne kadar çok rakamda ve ne kadar uzun müddet sigara kapsasa, içtiği sigaradan ne kadar derin dumanı içine sürüklerse akciğer kanseri olma tehlikeyi o kadar fazladır.

Sigara içmeyen akciğer kanseri olmaz mı?

Bu, çok daha az tesadüfülür bir vaziyettir. Oysa, sigara içen bir bireyin akciğer kanseri olma tehlikeyi içmeyene göre 13 ile 22 kat daha fazladır.

Sigaranın kanser yapıcı tesiri uzun seneler kullanıldıktan sonra kendini göstermektedir. Sigara içen bir birey sigarayı kaç sene kapsasa içsin vazgeçtikten sonra akciğer kanseri olma tehlikeyi giderek düşmekte ve 5-10 sene içerisinde hiç içmeyenlerle ayni oranda tehlike taşır gidişata gelmektedir.

Akciğer kanserlerinin %95 inde neden sigaradır.

Önlenebilir kanser ne demektir?

Bazı hastalıkların -misalin genetik hastalıklar gibi- sebepleri çok iyi bilinmeyen ya da, bilinse dahi bunlardan sakınmak muhtemel değildir. Oysa diğer bazı hastalıklar değiştirilebilir etrafsal etmenlerle -mikroorganizmalar, beslenme alışkanlıkları, is ve çalışma şartları, hava lekeliliği gibi- ilişkilidir. Bu etkenler hakimiyet altına alınabilir ve değiştirilebilirse hastalık önlenebilmektedir.

Akciğer kanseri olmamak için ne yapmalıyım?

Akciğer kanserleri sigarayla ortaya çıktığından önlenebilir kanser cinsi olarak kabul edilmektedir. Sigara kullanmamakla bir birey akciğer kanseri olma ihtimalini çok büyük miktarda ortadan kaldırmış olmaktadır.

Akciğer kanseri genetik midir?

Ailede akciğer kanseri hikayesinin olması sigara içmemek için en ehemmiyetli sebeplerden birisidir. Zira akciğer kanserinin ortaya çıkısında genetik etmenler de rol oynamaktadır. Amcanızın, babanızın, kardeşinizin akciğer kanserine tutulmuş olması şayet sigara içiyorsanız sizin için bir erken ihtardır. Bu ihtarı dikkate almazsanız sizin yakınlarınız da sizin yaşadığınız cinsten bir acıya hazırlıklı olmalıdırlar.

Sağlıkla alakalı her hangi bir yakınmanızın olmaması çok hoş. Ancak, bu yanıltıcı olabilir. Bazen hastalık uzun müddet kendini emin etmeden ilerleyebilmektedir. Sigara içiyorsanız korkmalısınız! Gerçekten sizi gevşetecek bir lafı söyleyebilecek vaziyette değiliz.

Akciğer kanserinin bulguları nelerdir?

Tüm kanserlerde olduğu gibi kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık yanında; öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, göğüs ağrısı, soluk darlığı, hırıltılı solunum gibi akciğerlerle ilişkili yakınmalar olabilir. Bunlara bazen kanserin diğer uzuv ve dokulara dağılmasına bağlı olarak bedenin farklı alanlarında ağrılar, yutma eforluğu, baş ağrısı, görme, denge şuur bozuklukları vs gibi bir çok değişik şikayetler eklenebilir.

Bunların hepsinin beraber olması zorunlu midir?

Bazen hiçbirisi bulunmayabilir veya bir ikisi bulunabilir. Bazen de bu yakınmalar vardır ancak, hasta akciğer kanseri değildir. Bu bulguların hiç biri kansere özgül değildir.

Şayet uzun seneler sigara içiyorsanız, yaşınız 40 in üzerindeyse ve yukarıyadaki yakınmaların biri veya bir kaçı mevcut ise hekime müracaat etmeniz ve akciğer kanseri bakımından değerlendirilmeniz önerilir.

Yukarıda bahsedilen bulgulara sahip bir bireyin öncelikle göğüs röntgeninin çekilmesi ve balgam analizinin yapılması ilk adımdır. Bunu bronkoskopi ve bilgisayarlı tomografiler ve muayeneler izler.

Bronkoskopi nedir?

Ağız veya burundan ince ve bükülebilir, ışıklı hortum veya rijit borularla akciğerlerimize kadar girilip solunum yollarımızın içten kollanarak muayenesidir.

Solunum yollarında yerleşmiş hastalıkların teşhisi ve rehabilitasyonu için kullanılan bir usuldür. Hastalığın doğrudan görülebilmesine, hasta alandan parça alınarak biyopsi vb. harekâtların yapılarak teşhis konulmasına yarar.

Bronoskopi, solunum sistemini yakalayan ve özellikle solunum yollarında yerleşen bir çok hastalığın teşhisinde rutin olarak kullanılmaktadır.

Hayatimiz süresince attığımız her adımın, yaptığımız her işin bir tehlikeyi vardır. Trafiğe çıkmanın, uçağa binmenin, yüzmenin ve yaptığımız nice işin taşıdığı tehlike bronkoskopinin tehlikelerinden az değildir. Bronkoskopi ve özellikle bükülebilir aygıtlarla yapılan bronkoskopi tehlikesiz tetkik usullerinden birisidir. Dikkatli çalışıldığı sürece ciddi bir meseleyle karsılaşma ihtimali son derece düşüktür.

Bronkoskopi evvelinde hastaya anestezi uygulanır. Başka Bir Deyişle agri, öksürük, bulantı hislerinin uyanmasına mani olmak üzere solunum yolu süresince geçici müddet anlaşma sağlayan bir ilaç soluk yoluyla hastaya verilir. Bu işlem usulüne uygun olarak yapılırsa hasta ağrı, acı sürüklemeden bronkoskopi yapılabilir.

Akciğer kanseri bir kaç çeşit midir?

Akciğer kanserleri değişik hücre tiplerine göre gruplandırılır. Her cinsin seyri, rehabilitasyona yanıtı, değişiktir. Rehabilitasyon tasarlanırken kanserin cinsi de öğrenilmelidir. Hastalığın ağırlığı da cinsine göre değişiklik gösterebilir.

Akciğer kanseri teşhisi konan hastaya ne yapılmalıdır?

Öncelikle kanser olduğu kesinlikle biyopsi ile netleştirilmelidir. Yalnızca tetkik veya röntgenlerine bakarak kanser teşhisi konamaz. Bunu takiben, kanser tipi tanımlanmalıdır. Bundan sonra ise kanserin büyüklüğü, mesken yeri, dağıldığı diğer bölgeler incelenmelidir. Bu operasyonlara düzeyleme diyoruz. Son olarak hastanın mukavemeti, günlük yaşamını devam ettirirken sahip olduğu performans atama edilip, hasta ile konuşarak rehabilitasyon kararı verilmelidir.

Bazı hastalar parça alınmasına biyopsi pek sıcak bakmıyorlar. Oysa, bu yapılmadan kanser rehabilitasyonuna başlanamaz. Kanser rehabilitasyonunda kullanılacak usuller ve ilaçlar hastaya bir çok bakımdan tehlikeler getirecektir. Bu tehlikeleri üstlenmesi için öncelikle kanser teşhisinden ve tipinden emin olmak gerekir. Gelişigüzel kanser rehabilitasyonu olmaz.

Akciğer kanserinin rehabilitasyonu var mı?

Akciğer kanserli hastalarda da hastanın gidişatına göre muhtelif rehabilitasyon biçimleri vardır. Operasyon, radyoterapi ışın rehabilitasyonu, kemoterapi ilaç rehabilitasyonu destek rehabilitasyonu ve adı burada verilmesine gerek olmayan diğer rehabilitasyon yaklaşımları hali hazırda uygulanmaktadır.

Hangi hastalıkta olursa olsun uygulanacak rehabilitasyonun %100 zaferli olacağını evvelden öğrenmek muhtemel değildir. Akciğer kanserinde de bu rehabilitasyonlar ile bazen bütün şifa, bazen düzelme bazen ise yalnızca hastalığın ilerleyişini durdurmak olasıdır. Şüphesiz zafersiz kalınan olgular da mevzubahisidir. Hastanın, hastalığın ve uygulanan rehabilitasyonun cinsine göre bu neticeler değişebilir.

Bazı kanserlerde elimizdeki rehabilitasyon biçimleriyle kanseri tamamen yok etme kaderi akciğer kanserlerine göre çok daha yüksektir. Ancak, akciğer kanserli olgularda da bu kader vardır. Hastanın bu talihini kullanması uygun olan seçimdir. Hastayı rehabilitasyon ederken emelimiz onu ebedi kılmak değildir. Buna kimsenin eforu yetmez. Ancak, hastalığı yok etmek, küçültmek, sınırlamak, sağ kalımı uzatmak, hastanın kanunum niteliğini artırmak gibi emellerimiz vardır. Bunlardan hangisine ne miktarda erişilirse erişilsin rehabilitasyon zaferli olmuş sayılmalıdır.Bazen operasyon, radyoterapi ve/veya kemoterapi beraber uygulanabilir. Bu eş zamanlı da olabilir. Birbirini takip edecek biçimde de olabilir.

Kanser rehabilitasyonunda kullanılan ilaçlar muhakkak aralıklarla yineleyecek biçimde kürler halinde verilir. Hastanın ve hastalığın rehabilitasyona yanıt vermesi gidişatına göre kürlerin rakamı değişmektedir.

Kanser rehabilitasyonunun yan tesirleri nelerdir?

Yan tesirler kullanılan ilaca, ilaç veya ışını uygulama tekniğine, ilaç veya ışının dozuna, hastanın yaşına ve uzuv işlevlerine, beraber kullanılan diğer ilaç veya rehabilitasyonlara bağlı olarak değişir.

Kanser rehabilitasyonu, saç dökülmesi, bulantı, kusma yapar mi?

Bu biçimdeki yan tesirler kanser rehabilitasyonu sırasında sık görülmektedir. Ancak, bunların hepsi de rehabilitasyon bitirildikten sonra geri dönüşlüdür. Bazı ek ilaçlarla bulantı önlenebilir. İshaller, enfeksiyonlar, radyoterapi alanında cilt yanıkları, yutma eforluğu, ağızda yaralar ve akciğerlerde fibrozis oluşabilir. Bu gidişatlarla karsılaşmamak için zorunlu ihtiyatlar alınmalı ancak, buna karşın oluştuğunda ise uygun biçimde rehabilitasyon edilmelidir.

Kanserle basa çıkmak için bu rehabilitasyonlar dışında nelere dikkat edilmeli?

Kanser teşhisi çoğu kere hastada bir psikolojik travmaya yol açmakta ve bunu bazen bunalım izlemektedir. Hastalığın isminin kanser olması her şeyin bittiği anlamı taşımaz. Bireyin hadiseyi reel ebatlarıyla tanıması, hastalığını, tipini, ağırlığını bilmesi, kendisini bekleyen tehlikelerden haberdar olması, tasarlanan rehabilitasyon şekilleri hakkında ve en doğru kararı vermek üzere bilgilenmesi lüzumludur. Bu hekimiyle çok iyi bir ilişki kurmasını gerektirir. Kanser tanısı aldı diye kendini sosyal mesullük ve etrafından dışlamamalı, hastalığı elverdiğince meşguliyetlerini sürdürmeli, ancak yeterli uyku, balanslı beslenme ve stresten uzak kalmaya özen göstermelidir. Hastada ağrı, öksürük gibi yaşam niteliğini bozan yakınmalar varsa bunlara dönük rehabilitasyonlar ilgisizlik edilmemelidir. Rehabilitasyon sırasında ve rehabilitasyon sonrasında zorunlu hakimiyetlerini zamanında yaptırmalıdır.

Kanser ağrısını nasıl kesebiliriz?

Bazen akciğer kanseri etraf dokulara veya uzak uzuvlara dağılarak şiddetli ağrılar oluşturabilir. Bu vaziyet hastayı aşırısıyla rahatsız eder ve bezdirir. Kanserle baş edilemese dahi bu ağrının giderilmesi çok ehemmiyetlidir. Ancak, ağrıyı gidermek için bazen doğrudan morfin vb ilaçlara başlanmaktadır. Gerçi bu ilaçlar kanser ağrısının rehabilitasyonunda kullanılırlar ve çok da faal ilaçlardır. Ancak, bu ilaçlara bir müddet sonra hoşgörü büyür ve başlangıçtaki tesir artık görülmez olabilir. Bu sebeple ağrı rehabilitasyonunda basamak ilerlemeli, evvel kolay ağrı kesicilerle ise başlanmalıdır. Gereğinde doz artırılarak kombinasyonlar uygulayarak zaman kazanılmalıdır. Morfin vb ilaçlar ileri yarıyıllar için rezerv tutulmalıdır.

Kanser teşhisi hastaya söylenmeli midir?

Hastaya asla ve hiçbir zaman palavra söylenmemelidir. Hastanın hastalığı hakkındaki suallerine doğru yanıtlar verilmelidir. Ancak, tam doğruları hemen söylemek doğru olmayabilir. Yavaş ve kademeli olarak bilgi aktarılmalı, mesele açıklanırken deva ve rehabilitasyon şekli beraber anlatılmalıdır. Hastanın yaşamla bağı ve iyileşme umudu sarsılmamalıdır. Kuskusuz bu bir üslup meseleyidir. Hastasını umursayan, acısını paylaşan, ona zaman ayıran, sabırla dinleyen, onun meselesine deva arayan, umudunu artıran empatik bir hekim tutumu iyi bir rehabilitasyon kadar ehemmiyetlidir.